Sabrina Fresko

Doğadan gelip sonsuza ulaşan kadınlar


? dergisindeki söyleşiden...


- Takı sizin için ne demek?

- Takı Türkçenin çok iyi ifade ettiği bir kelime, mücevher değil 'takı'. Materyel değeri için değil ifade ettiği şeyler için takılan, kıymetini onu tasarlayanın düşüncesinden ve kullanmak isteyenin seçiminden alan bir simge. Modern kadının yalınlaştırmaya çalıştığı hayat ve giyim tarzında bir göz kırpması, bir gülüş kadar kendine özgü bir ifade.

- Sabrina Fresko sizi şimdiye kadar mimar ve içmimar olarak tanıdık. Takı çalışmalarına nasıl başladınız?

- Benim için tasarım bir bütün. Bu konuda temel alacağınız bir eğitimden destek alarak tasarım olgusunu özümsediğiniz zaman, ev, koltuk, vazo veya takı tasarlayabilirsiniz, yeter ki malzemeyi tanıyın ve konuyu ne kadar basit görünürse görünsün iyice araştırın. Fransa'da başlayan mimarlık eğitimimde tasarım konusunda edindiğim en değerli bilgi buydu. Bu doğrultuda mimarlığın yanısıra iç mimarlık çalışma ve uygulamalarım oldu, kağıda döktüğüm çizgilerin uygulanması aşamasında ustalar ve malzeme ile istediğim bire bir gerçekleşene kadar birlikte çalıştım. Bu malzemeyi tanıma merakı seramik ve heykel çalışmama ve nihayet gümüşü keşfetmeme neden oldu. Takı alanında kendime yepyeni bir ifade şekli buldum. Beni çok şaşırtan ve çalıştıkça kendinden oluşan bir konu çerçevesinde odaklandım.
Bu konu 'Kadının Halleri'ydi: Yalnız, çoğalan, dans eden, eksilen ve yok olan kadınlar.
Bunları takılabilir heykeller olarak görüyorum ve kadınların doğa ve zaman ile ilişkisini simgelemek için takıların bazılarında doğal yarı değerli taşlar, sahil akikleri veya işi daha da ileriye götürüp denizin bıkmadan usanmadan yüzyıllarca öğüttüğü, sabırla şekillendirip cilaladığı çakıl taşlarını kullanıyorum, onların değeri benim için çok büyük. Bu taşların yeryüzündeki serüvenlerinin sadece düşüncesinin bile insanlara güç ve enerji verdiğine inanıyorum. Ayrıca nesnelere yüklediğimiz değer kadar kıymetlidirler, onların bizim parmağımıza, boynumuza, yakamıza takılmadan önce şahit oldukları zaman, enerji, vs. beni çok heyecanlandırıyor.

- Çalışmalarınızı sergiliyor musunuz, insanlarla nasıl buluşuyorlar?

- Geçtiğimiz senelerde üç karma sergiye katıldım. Son çalışmalarım olan 'takılabilir heykeller' daha kapsamlı ve kendi içinde bir bütünlüğü olan bir çalışma, bu konuyu tüketince doğru yer ve zamanda sergilemeyi düşünüyorum, bunun yanı sıra takı sanatıyla ilgilenmek ve öğrenmek isteyenlerle atölye çalışmaları başlatacağım. Bu çalışmaları deneysel, herşeyin serbest olduğu, kağıt, arı peteği, kumaş, gümüş ve aklınıza gelebilecek her türlü malzemenin kullanılabileceği bir ortamda, birlikte tarz oluşturacak şekilde geliştirmeyi ve her bireyin kendine özgü ifade tarzını ortaya çıkarmayı hedefliyorum. Her insanda yaratıcılığın var olduğuna, sadece onun uyandırılması gerektiğine inanıyorum.